Çeliğin ete girdiği gibi girdin benliğime.
Savaş sabahlarındaki kan kokusuydu arzun.
Ölüm kadar gerçek huzur kadar ulaşılmazdın.
Sığındığım sis içinde buldun beni, uzaklardaki haykırışlar duyulmaz oldu.
Ne zafer naraları ne yardım çığlıkları kaldı kulaklarımda.
Sadece birkaç son dua fısıltısı gölgelerden gelen.
Gecenin örttüğü gibi ört beni, sıyır al zırhımın içinden.
Günahlarım ellerimdeki kanla akıp dökülsün bu yabancı topraklara.
Umudun kapılarını aç kaldır beni ayağa.
Güç ver söz vermem için savaşmaya, bir gün daha.
Ölüm kadar gerçek huzur kadar ulaşılmazdın.
Sığındığım sis içinde buldun beni, uzaklardaki haykırışlar duyulmaz oldu.
Ne zafer naraları ne yardım çığlıkları kaldı kulaklarımda.
Sadece birkaç son dua fısıltısı gölgelerden gelen.
Gecenin örttüğü gibi ört beni, sıyır al zırhımın içinden.
Günahlarım ellerimdeki kanla akıp dökülsün bu yabancı topraklara.
Umudun kapılarını aç kaldır beni ayağa.
Güç ver söz vermem için savaşmaya, bir gün daha.